3 Aralık 2010 Cuma

18. yüzyıl

18. yüzyılda yaşamak isterdim.. Yok yok vazgeçtim gene bu yüzyıl olsun ama kıyafetlerimiz o dönemin kıyafetlerinden olsun... Böyle kabarık kabarık, poposu kalkık tuvaletler, şapkalar, yelpazeler... Ben bu tarzın birçok bayanın hoşuna gittiğine inanıyorum, hatta gelinlik merakı da ordan geliyor:) Hımmm.. Erkekler için pek birşey diyemeyeceğim onlarınki çok da estetik sayılmazmış. Dizlere kadar çorap eşliğinde kısa pantolon:) hahaha:) Onlara başka bi dönem seçmek lazım:) 


Amaaa şu anda kabarık kıyafetlerle dolaştığımızı varsaydığımızda; İstanbul'da yaşamanın tam bir işkence olacağını gerçeğini kabul etmemiz gerekir. Şu an ofiste kabarık kıyafetimle ve şapkamla bu yazıyı yazmam pek sorun olmazdı evet ama ofise gelmem tam bir ömür törpüsü haline gelirdi. Metrobüs durağında kabarık elbiseli ve şapkaları kıta sahanlıklarını aşan bağyanları düşünemiyorum. 100 kişi taşıyabilen metrobüs kapasitesi bir anda yarıya inerdi.
Çamaşır makinesine bir elbise atınca hacmini tamamen kaplardı:) Hergün çamaşır yıkamak gerekirdi.. Hele ütülenmelerini düşünemiyorum. Kadınlar artık isyan ederdi herhal:)
Ay yok yok, düşününce bile daraldım.. Herşey minimal olsun, öyle kabarık elbiseymiş, şapkaymış vazgeçtim.. Her şey vaktinde güzel demek...


 

2 yorum: